Ata Yıldız Plaza, Kat:11, No: 1/93, 06820 Eryaman/ANKARA+90 - 543- 890 - 23 - 13 Pzt - Cmt: 09:00 - 19:00 /

Blog

Sağlıklı Bir Bebek İçin Doğum Öncesi ve Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

ağlıklı Bir Bebek İçin Dikkat Edilmesi GerekenlerAnnelik aslında her kız çocuğunun ruhunda vardır. Kız çocukları bebeklikten itibaren bebeklere ilgi gösterip onları kendi çocuklarıymış gibi hayali olarak yedirir içirir ve onları koruyup, kollarlar. Bu doğal bir süreçtir.

DOĞUM ÖNCESİ FİZYOLOJİK HAZIRLIK

Hamilelik planlayan annelerin öncelikle bir kadın doğum doktoruna görünmeleri en doğru olanıdır. Sağlıklı beslenmeli, sağlıklı ortamlarda bulunmalıdırlar. Bebeğin sinir sisteminin sağlıklı gelişmesi için hamilelik öncesi folik asit dediğimiz vitaminin kullanılması faydalıdır. Ayrıca anne adaylarının demir ve B12 vitamin düzeylerine de bakılmalı, bunlarda da eksiklik varsa yerine konulmalıdır. Çünkü depoları düşük anneden doğan bebeklerin de folik asit, B12 vitamini ve demir düzeyleri doğuştan düşük olacaktır.

DOĞUM ÖNCESİ PSİKOLOJİK HAZIRLIK

Anne adaylarının bedenen hazırlık yanında ruhen de hazır olmaları gerekir. Çünkü bebeği karnında taşıyacak, doğuracak, besleyecek ve büyütecek olan annenin bu bebeği istemesi gerekir. Bebeğimize hamilelik başlangıcından itibaren olumlu mesajlar vermeliyiz ki bebeklerimiz hem sevgiye doysun hem de kendilerini güvende hissetsinler.

Döllenme gerçekleştikten sonra annede meydana gelen hormonal değişikliklerin de etkisi ile anne ve bebek arasında bir bağlanma başlar. Annelik içgüdüsü dedikleri şey de tam olarak budur. Artık anne tüm davranışlarını bebeğine göre ayarlamaya başlar. Yediğini içtiğini, yatmasını, kalkmasına ve  tüm iş yükünü her şeyi bebeği düşünerek yapar.

SAĞLIKLI NESİLLER İÇİN İLK 1000 GÜN BESLENMESİ

Aslında tüm yaşamımız boyunca yapmamız gereken sağlıklı yeme davranışı gebeliğin öncesi ve gebelik esnasında daha da önem kazanıyor. Günümüzde özellikle ilk bin gün beslenmesinin önemi her fırsatta vurgulanıyor. İlk bin gün hamileliğin başından bebek iki yaşına gelinceye kadar olan zaman dilimini kapsıyor. Bu dönem çok önemli, ancak hamilelik öncesi anne ve babanın beslenmesi ve yaşam tarzı da çok önemlidir. Tüm besin gruplarından dengeli beslenmek, ideal kiloda olmak bebeğimizin tüm yaşamı boyunca sağlığını olumlu yönde etkileyeceği gibi tam tersi davranmak bebeğin kötü bir mirasa sahip olmasına neden olacaktır. Bu öyle bir miras ki daha sonraki nesilleri de etkileyecektir. Son yıllarda Epigenetik dediğimiz genlerin sonradan çevresel faktörlerle değişikliğe uğrayabildiğini araştıran bilim dalı gündemdedir. Bu değişiklikler nesiller boyu aktarılmaktadır. Bu bilgileri öğrendiğim zaman aklıma ilk gelen atasözü “dedesi koruk yemiş, tornunun karnı ağrımış” oldu. Gerçekten de bu bilim dalı bu sözü çok doğruluyor. Yani bizim yediğimiz içtiğimiz, soluduğumuz hava, aktivitelerimiz çocuklarımızı ve onların çocuklarını etkiliyor. Bir şey yaparken sadece kendimiz için değil bizden sonraki nesilleri de düşünerek yapmalıyız. Annenin ovumu ile babanın spermi birleşip bebek oluşmaya başlandıktan itibaren annenin vücudu bebeği koruma altına almaya başlar. Olağan üstü başlayan bu süreç olağan üstü şekilde devam eder. Her anne için bebeği bir mucizedir. Her bebek için ise annesi onun koruyucu meleğidir.

Neler yapmalıyız:

  • Hamilelik düşünüyorsak Kadın doğum doktoruna görünmeliyiz.
  • Kanda demir ve B 12 vitamini baktırmalıyız.
  • Doktorumuzun önerisi ile folik asit kullanmalıyız.
  • Yediğimize, içtiğimize, soluduğumuz havaya ve bulunduğumuz ortamlara çok dikkat etmeliyiz. Düzenli egzersiz yapmalıyız.

DOĞUM SONRASI İLK GÜNLER

Anne karnında amnion dediğimiz sıvının içinde güvenli bir ortamda bulunan bebek doğumla birlikte bir takım değişiklere uğrar. Anne karnında plesenta(eş)’dan kordon yardımıyla beslenen ve oksijen ihtiyacını karşılayan bebek, doğumla göbek bağı kesildikten sonra artık ayrı bir bireydir. Oksijen ihtiyacını karşılamak için nefes almaya başlar. Artık devreye akciğerler girmiştir. Yeni doğmuş bebeklerin renkleri morumsudur. Nefes almaya başladıktan sonra pembeleşir.

Bebek doğduktan hemen sonra anne ile temas etmesi çok önemlidir. Bu bebeğin hem anneyle olan bağını kuvvetlendirir hem de anne sütü almasını kolaylaştırır. Bu nedenle son zamanlarda bebeğin göbek bağı kesilmeden hemen önce annenin göğsüne bebek konulmaya başlanmıştır.

Bebekler doğum sonrası bir takım fizyolojik değişikliklere uğrarlar. Önce nefes alarak akciğerleri açılır. Sonra dolaşım sistemi doğum sonrası şeklini alır. Anne karnında kalbe gelen ve çıkan kan, kordon aracılığıyla plesenta tarafından temizlenirken, akciğerler devre dışıdır. Ama ilk solukla akciğerler solunum yapmaya başlayıp, bebek kordondan ayrılınca dolaşım erişkin dolaşımına benzemeye başlar. Anne karnında mevcut olup dolaşımın daha iyi olmasını sağlayan kalp damar sistemindeki delikler kapanmaya başlar.Çocuk doktorunun doğum salonunda bebeğin ilk kontrolünü yapması gerekir. Doktor bebeğin kalp atımına,  solunumuna, rengine, kas tonusuna, uyarana verdiği refleks yanıtlara bakarak APGAR dediğimiz bir puanlama yapar. APGAR puanı iyi olan bebekler annelerinin yanına verilirler.

Bebeklere doğar doğmaz K vitamini yapılır. Bu vitaminin yapılma sebebi yenidoğanın hemorajik hastalığı dediğimiz durumun gelişmesini engellemektir. Yenidoğanın hemorajik hastalığı K vitamini eksikliğinden dolayı kanamalara sebep olan bir hastalıktır. K vitamini daha çok barsaklardaki bakteriler tarafından yapılır. Bebekler yeni doğduklarında K vitamini barsakta yapılamadığı için dışarıdan vermek gerekir.

Anne ve bebek buluştuklarında ilk yapılması gereken bebeği emzirmektir. Anne sütünün mucizevi bir besin olduğunu bilmeyen yoktur. Ama maalesef dünyada ve ülkemizde emzirme henüz istenildiği düzeyin çok altındadır. Bir takım yöresel uygulamalarla anne sütünden önce şekerli su, soda gibi içecekler verilmektedir. Oysaki bebeğin ihtiyacı olan sadece anne sütüdür. Su dahil herhangi bir besine dışarıdan ihtiyacı yoktur. Anne doğum öncesi emzirme konusunda yeterince bilgilendirilip, motive olmuşsa ve bebek de sağlıklı ve anne ile hemen buluşmuşsa emme ile ilgili bir sorun yaşanmayacaktır.

Bebek bir takım olumsuzluklar yaşayıp hastaneye yatsa bile anne sütü verilmeye çalışılmalıdır. Çünkü hastanelerde de anne sütü çok önemsenmekte ve bebeği yatan annelerin sütü sağdırılmaktadır. Bebeğe ağızdan vermeye başlandığında mama yerine anne sütü verilmesi tercih edilmektedir. Bebek dostu hastaneler özellikle anne sütü konusunda çok hassas davranır. Bebeğe mutlaka bu hastanelerde anne sütü verilmeye çalışılır. Bu şekilde bebeği hastanede yatıp kendini ememeyen anneler iki saatte bir göğüslerini sağmalıdır. Bebek o an almazsa bile uygun ortamlarda saklamalıdırlar. Daha sonra bebeğe bu sütler verilebilir. Özellikle de ilk süt bebek için doğal aşılama sayıldığından mutlaka sağılıp saklanmalıdır. Emzirmede en önemli şey istekli olmaktır.

DOĞUM SONRASI AİLELERİN EN ÇOK MERAK ETTİĞİ SORULAR

1-Bebeğimizi Nasıl ve nerede yatıralım?

  • Bebeği içine gömülmeyeceği sertlikte olan bir yatakta yastıksız yatırmalıyız.
  • İlk 1 yıl yastık önermiyoruz.
  • Yatağın içinde battaniye, oyuncak ya da kenarlarında koruyucu yastıklar bulunmamalıdır.
  • Yatağın parmaklıklarının araları 7,5 cm’den geniş olmamalıdır.
  • Üstü örtülecekse ince bir örtü olmalıdır.
  • Bebekler sırtüstü yatırılmalıdır.
  • Bebekleri ilk 6 ay veya en fazla 1 yaşına kadar aynı odada ayrı yatakta yatırmalıyız. Aynı yatakta yatmak ani bebek ölümünün en sık nedenlerindendir. Son zamanlarda anne yatağına birleştirilebilen yatakların daha kullanışlı ve güvenli olduğu görülmüştür.

2-Bebeğimizi nasıl ve ne sıklıkla emzirelim?

  • Emmediği zaman sarılıkları artabilir, vücut ısıları yükselebilir. Bu nedenle düzenli emmeleri çok önemlidir.
  • Ayrıca anne sütünün hazmı kolay olduğu için anne sütü alan çocuklar, mama alan çocuklara göre daha çabuk acıkırlar.
  • Geceleri de 3-4 saatten uzun aç kalmamalılar

3-Bebeğim çok irkiliyor önemli mi?

  • Bebeklerde 3-4 aya kadar irkilme refleksi devam eder. Ani hareketlerde ve seslerde aniden irkilme olur.
  • Bu doğal bir süreçtir. Olmaması bir takım nörolojik problemleri düşündürür. (geceleri bebeklerin sık uyanmalarının nedeni moro refleksidir. Bunu azaltmak için çanta şeklinde kundak veya geniş bir pijama içine kollar sokularak irkilme refleksi azlatılabilir)

4-Bebeğim çok hıçkırıyor ne yapmalıyım?

  • Yenidoğan bebeklerin mideleri dolduğu zaman diafram sinirinin uyarılması ile hıçkırık olur.
  • Bu hıçkırıklar büyüme gelişmesi iyi olan bebeklerde daha çok görülür.
  • Bu bir hastalık değildir.
  • Ancak uzun süren, rahatsızlık veren hıçkırıklar emzirme ile çoğunlukla geçer.

5- Bebeğimin Gözlerinin bu kadar çapaklanması normal midir?

  • Yenidoğan bebeklerde gözyaşı kanallarında tıkanıklık olabilir.
  • Bu tıkanıklık çoğunlukla kendiliğinden açılır.
  • Ancak bazen açılması uzayabilir ya da nadirde olsa küçük bir ameliyatla açılması gerekir.
  • Gözleri çapaklandığında steril göz pedi ya da steril gazlı bir bezi kaynamış-soğumuş su ile ıslatıp temizlemeliyiz.
  • Ancak gözde kızarıklık var ve çapaklanma fazla oluyorsa bu tıkanıklığın üstüne enfeksiyon eklenmiş olabilir. Doktorunuza başvurmanız gerekir. Antibiyotikli damla ve göz masajı önerebilir.

6-Bebeğimin kusması normal mi?

  • Bebekler ilk 3 ay fizyolojik reflü dediğimiz nedenden dolayı emdikten sonra bir miktar ağızlarının kenarlarından kaçırırlar. Bu normal bir süreçtir.
  • Midenin girişindeki kasların olgunluğunu tamamlaması bazı bebeklerde zaman alabiliyor.
  • Bu tür durumlarda emdikten sonra hemen yatırmıyoruz.
  • Mutlaka gazını çıkarıyoruz.
  • Yatağının başını yükseltiyoruz.
  • Yatırırken kusup akciğerlerine kaçmaması için sağ yana yatırabiliriz.
  • Reflü yastığı ya da yatağı kullanabiliriz.
  • Ama yukarıda saydıklarımızı yapmamıza rağmen bebeğimiz çok kusuyor ve kilo almıyorsa o zaman doktorunuzun görmesi gerekir.

7-Bebeğimin Göbeği ne zaman düşer?

  • Göbek bağı genellikle 7-10 gün içinde düşer.
  • Eğer 3. Haftaya kadar düşmezse doktorunuza başvurmanız gerekir.
  • Düşmemenin en sık sebebi göbek güdüğünde iltihaplanma olmasıdır.
  • Nadiren bir takım hastalıklarda geç düşebilir( Faktör 13 eksikliği, lökosit adezyon defekti,hipotiroidi gibi)

8- Göbek bakımı için ne yapmalıyım?

  • Göbek için özellikle bir bakım yapmaya gerek yok. Yapmamız gereken alt bezinin dışında tutmak, ve göbek düşmeden su değdirmemeye çalışmaktır.
  • Hafif sulanmalarda doktorunuzun önerisi ile günde iki defa %70’lik etil alkolle göbek güdüğüne pansuman yapılabilir.
  • Düştükten sonra bir şey sürmeye gerek yok. Ancak bazen göbek iyileşirken granülom dediğimiz bir iltihabi doku oluşup, pis kokulu bir akıntıya sebep olabiliyor. O zaman doktora götürmemiz gerekiyor.
  • Bu durumda gümüş nitrat dediğimiz çubuklarla o dokuya dokunup yakıyoruz. Bu ağrılı bir işlem değil. Çoğunlukla bir kez bile yapıldığında bu doku kayboluyor.

9-Bebeğimin bıngıldağını ellemeye korkuyorum:

  • Evet annelerin neredeyse hepsi bu korkuyu yaşıyor.
  • Aslında bıngıldak kafa kemikleri arasında beyin gelişimine izin veren kemikler arası bağ dokudan oluşan boşluklardır.
  • Sanıldığı gibi ellemekle beyine zarar verilecek kadar hassas bir doku değildir.
  • Bebek doğduğunda önde ve arkada olmak üzere bizim ellediğimizde hissettiğimiz iki tane bıngıldağı vardır.
  • Kafada bıngıldak toplamda 6 tane var. Kafanın yanlarında bulunan 4 tanesi ya doğduğunda ya da doğumdan kısa bir süre sonra kapanır.
  • Arkadaki bıngıldak doğumdan kısa süre sonra kapanır. Ancak kapanması 3 ayı geçerse bunun nedeni araştırılmalıdır.
  • Ön bıngıldak ortalama 1 yaş civarında kapanır. 3 aydan erken 18 aydan geç kapanırsa o zaman nedenlerini araştırmak gerekir.

10-  D- vitaminine ne zaman ve hangi dozda başlamalıyım?

  • Anne sütünün içinde bebeğe yetecek bütün vitamin ve besin ögeleri bulunur.
  • Ancak D vitamini yeterli değildir.
  • Bu nedenle D vitaminine ilk haftadan itibaren başlamak gerekir.
  • D vitamini 400 İÜ/gün başlanır. İlk yıl için 400 İÜ/gün yeterlidir.
  • İkinci yıl için (2 yaş bitene kadar) 600 İÜ/gün kullanmak gerekir

 11- Bıngıldak erken kapandı D vitamini kullanalım mı?

  • Bazen bıngıldak erken kapanabiliyor. Ama başın büyümesi sadece bıngıldağa bağlı değil.
  • Kafa kemikleri arasında sütürler (kemikler arası çizgi şeklinde boşluklar) mevcut. Bunlarda ilk 2 yıl bıngıldaklar gibi başın büyümesine katkıda bulunuyor.
  • Burada önemli olan kafanın büyümesidir. Bu nedenle düzenli olarak ayda bir mutlaka kafa ölçülmeli. Büyüme varsa endişelenecek bir şey yok demektir.
  • Bıngıldağın erken kapanması D vitamini kullanmaya engel değildir. Kullanmaya devam ediyoruz.

 12-  D-vitaminini kaç yaşına kadar hangi dozda kullanmalıyım?

  • İlk yıl için 400 İÜ/gün yeterlidir.
  • Bir yaşından sonra 600 İÜ/gün verilmelidir. D vitaminin iki yaşına kadar verilmesi gerekmektedir.
  • Daha sonraki yaşlarda D vitamini düzeylerine göre D vitamini verilebilir.

İletişim Bilgileri:

Çocuk Gelişimi, Sağlığı ve Hastalıkları ile ilgili her türlü Sorununuz İçin  çekinmeden Bize Ulaşın : https://drtulinkoksal.com/bize-ulasin/

Tel:

Muayenehanemiz: +90 312 514 01 01

Doç.Dr.Tülin Köksal: +90 (553) 840 64 15

Uzm.Dr. A.Osman Köksal:+90 543 890 23 13

Adres:

Altay Mahallesi, Orhan Bey Caddesi, No: 1/93 Ata Yıldız Plaza, Kat:11, 06820, Optimum AVM Karşısı Eryaman/ANKARA

İlgili Linkler:

Bizi Sosyal Medyada da Takip Edin!

https://www.instagram.com/drtulinkoksal/

https://www.instagram.com/draliosmankoksal/

Ürünü Paylaş

Bir yanıt yazın